İtalyanların İnandıklarına Sizi Şaşırtacak 15 Tuhaf Batıl İnanç

İtalyanlara göre şapkayı yatağın üzerinde bırakmak uğursuzluk getirir. Bu batıl inanç, geçmişte hastaların yanına gelen ve şapkalarını yataklarının üzerine bırakan rahiplerden kaynaklanmaktadır.

İtalya’da somun ekmek yüzü aşağı bakacak şekilde yerleştirilmez. Ekmeği bu şekilde koymak hayatın nimetlerini kaybetmek demektir çünkü ekmek hayatın sembolüdür.

İtalya’da nesnelerin haç oluşturacak şekilde rastgele yerleştirilmesinden kaçınılır. Bu inancın kökeni ülkedeki Hıristiyan ve Katolik inançlarından kaynaklanmaktadır. Haç, İsa Mesih’in çarmıha gerildiği yer olması nedeniyle Hıristiyanlar için kutsal bir simgedir.

İtalya’da bir kişinin kıskanç veya kötü niyetli bir bakışla nazar ettiğine inanılıyor. Nazardan korunmanın en yaygın yollarından biri ‘cornetto’ adı verilen boynuz şeklinde bir muska taşımak veya boynuz yakalamayı taklit eden bir el hareketi yapmaktır.

İtalyanlar arasında at nalı dokunmanın şans getireceğine inanılıyordu. Bu, at nallarının kötü ruhları ve cadıları kovduğu inancından kaynaklanmaktadır. Zamanla bu batıl inanç genel olarak dokunaklı bir demire dönüştü. Bu eyleme ‘tocca ferro’ diyorlar ve bunu yeterli şans dilemek için kullanıyorlar.

Yeni yılın gelişiyle birlikte İtalya’da özel bir yemek ritüeli yaşanıyor: Mercimek yemeği. Mercimeğin madeni paraya benzeyen şekli, yeni yılın ilk günü tüketiminin ardındaki inanışta önemli bir rol oynuyor. İtalyanlar bu özel günde mercimek yemenin yeni yılda zenginlik ve maddi başarı getireceğine inanıyor.

İtalya’da, birini doğum gününden önce kutlamanın şanssızlık getireceğine dair bir batıl inanış var ancak bu inanışın kökeni veya nedeni kesin olarak bilinmiyor.

Bir İtalyan konutunda şemsiyeyi açacağınız zamanı dikkatli bir şekilde seçmelisiniz. Kapalı alanda şemsiye açmanın uğursuzluk getirdiğine inanılır ve bu inanışın iki temel nedeni vardır. Birincisi bu davranış eski çağlarda Güneşin Efendisine saygısızlık olarak algılanıyordu. İkinci sebep ise çatısında delik olan yoksul hanelerin yağmurlu mevsimde evlerinin içinde şemsiye kullanmasıdır.

İtalya’da kara bir kedi tarafından engellenmek hoş karşılanmaz. Bu, kara kedilerin şanssız olduğu düşünülen yaygın bir inanıştır. Bu batıl inancın kökeni Orta Çağ’a kadar uzanmaktadır; Atların geceleri etrafta dolaşan kara kedilerden korktukları ve bu kaygının kazalara yol açabileceğine inanılıyordu.

İtalyanlar yeni bir eve taşındıklarında odaların köşelerine tuz serpiyorlar. Bu eylemin kötü güçleri arındıracağına ve ikametgahı bereketleyeceğine inanıyorlar. Ayrıca ölen kişinin başına tuz konulması da bu batıl inançlarla bağlantılıdır.

İtalya’da tuz veya yağın dökülmesi şanssızlık olarak kabul edilir. Bu inancın kökeni tuzun ve zeytinyağının tarihsel değerine dayanmaktadır. Özellikle zeytinyağının dökülmesi durumunda mali kayıp olduğu düşünülüyordu. Tuz ise askerlere ödeme aracı olarak bile kullanıldığından fiyatı yüksekti.

Birçok yerde ayna kırmanın yedi yıl uğursuzluk getireceğine inanılıyor. Farklı bir inanışa göre ayna kırıldığında yanında birinin fotoğrafı varsa bu o kişinin hayatına mal olabilir.

İtalyanlar arasında yaygın bir batıl inanç, evli olmayan bir kadının ayaklarının üzerinden süpürge geçirmenin onun evlilik şansına zarar vereceğidir. Bekar kadınların ayaklarının üzerinden geçmemek için yerleri süpüren insanlardan ayaklarını kaldırmalarını istemek oldukça yaygındır.

Dünyanın birçok yerinde 13 sayısı uğursuz kabul edilirken İtalya’da 17 sayısı bu rolü üstlenmiştir. Ülkedeki bu endişenin temel nedeni Katolik inançlarına dayanmaktadır. İsa’nın ayın 17’sinde Cuma günü öldüğüne ve Yaratılış kitabındaki büyük tufanın da ayın 17’sinde meydana geldiğine inanılıyor. 17 sayısı, Latin rakamlarıyla ‘yaşadım’ anlamına gelen, geçmişte yaşadığımı ifade eden bir anagramı temsil ediyor.

İtalya’da merdiven altından geçmeyi planlıyorsanız iki kere düşünmelisiniz. Bunun sadece güvenlikle ilgili olmadığını, aynı zamanda dini inançlarla da ilgili olduğunu bilmelisiniz. Merdivenin açık formda durduğunda bir üçgene benzediği ve Hıristiyanlıktaki Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’tan oluşan Kutsal Teslis’i temsil ettiği söylenmektedir. Bu nedenle bu formu bozmak ve altına geçmek saygısızlık olarak kabul edilir.